Bir hayli zamandır buharlı yıkama hakkında bir fikrimin olup olmadığı soruluyor.
Bir sistem veya metod hakkında bilgi edinmek için o sistemi veya metodu çalışır halde görmek veya bizzat o sistemle çalışmak lazım diye düşünüyorum.
İstanbul seyahatlerimin bir tanesinde profesyonel buhar makineleri ile kısa da olsa çalışmak nasip oldu. Daha öncesinde cep buharlısı diyebileceğimiz, hani şu Kärcher veya Nilfsk’in buharlı makineleri var ya elektrikli süpürgeye benzeyen, onlar la da çalışmıştım.
Şimdi… Mesele aslında o kadar kompleks değil, fakat çok da basit değil. Bütün her şeyde olduğu gibi çalışma sistemlerinin ülkelere ve toplumlara ve bunların alışkanlıklarına göre etkili veya etkisiz olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Özelikle oto bakım ve temizlik sektöründe o ülkenin kimya endüstri ve bunun denetimi, oto yolları ve onların temizliği, çevre kirlilik durumu gibi etkenler bize fikir edinmemiz için önemli ipuçları veriyor.
Yukarıda da belirttiğim gibi, hem ufak tefek kendi deneyimlerimiz hemde bu işi profesyonel yapan arkadaşlarımızdan aldığımız bilgilere dayanarak şu sonuca ulaştık ki, buharlı oto yıkama ülkemizde gerçek manada verimli olamıyor. Bu sistemin kendisi ile alakalı bir eleştiri olarak alınmamalı.
Neden Türkiye’de rağbet görmüyor?
Konuya girmeden evvel şunu da belirtmeliyim bizim denediğimiz makineler gerçekten kalitesi en üst düzey olan ithal makineler. Yerli üretim makineler de var tabi, ithal makinelerin 5’te 1’i fiyatına olan. Öğrendiğim kadarı ile yerli olan makineler ithal makinelere kalite ve verimlilik açısından henüz yanına gelebilmiş değil-miş. Ama bu konuda fazla bir bilgim yok.
Buna da değindikten sonra mevzuya giriş yapabiliriz!
Buhar belli bir basınçla ( ki bu 8 bar’ın altına düşmemeli) mutlaka kiri gerek iç aksamada gerekse boya yüzeyinde sökebiliyor. Fakat bizim gök yüzümüz (Fabrika bacaları denetlenmediği için olsa gerek) daha bir kir barındırıyor ve bu kir yağmurla birlikte yeryüzüne yağıyor, bizim yollarımız ne yazık ki gerektiği kadar temizlenmiyor, köy yollarımız halen daha asfalt değil vs. vs dolayısı ile kirlenme oranımız çok yüksek, ve kirlenme durumu da “ÇAMUR” dan ibaret. Hal böyle olunca o balçık
gibi yüzeye yapışmış kirleri buharla sökmek, hele ki aparatın ucunun küçücük tesir alanını göz önünde bulunduracak olursak çok emek ve zaman istiyor. Zaman demek buharlı makinelerin daha fazla enerji tüketimi demek, ki bu da petrol ve elektrik fiyatlarına bakıldığında maliyetin sırtlanamayacak bir boyuta gelmesi demek.
Bunun yanı sıra buhar, su gibi kiri yüzeyden tam anlamıyla akıtamadığı için bir bez ile silme işlemi de gerçekleştirmek gerekiyor ki, bu da boyanın gereğinden fazla çizilmelere (mikro çizik) maruz kalması demek oluyor.
Buharlı Dış yıkama mümkün olmakla birlikte maliyet ve zaman bakımından kârlı olmadığı kanaatine vardık.
INTERIOR
Fakat! Interior (araç içi) dediğimiz alanda olay BİRAZ daha değişiyor. Araç içinde ki en büyük handikap bence buharın görüş alanımı kısıtlaması. Bunun haricinde reklamlarda da izlediğimiz gibi, buhar ekseriyetle plastik aksamda, camda, kapı aralarında, kapı fitillerinde, Jantlarda (ki, fren balata tozlarını buhar çözmüyor) yani düz ve kirin yüzeyde kaldığı yüzeylerde ( tavan döşemede de kir yüzeyde olur) etkili oluyor, hatta mikropları yüksek ısıda öldürdüğü için anti-bakteriyel bir alan bırakıyor diyebiliriz. Fakat, özellikle koltuk kumaşlarında özel bir aparat ile birlikte yine sabırla çalışılırsa başarı mümkün. Bu da tıpkı dış yıkamada olduğu gibi zaman ve enerji bakımından maliyetli demek.
Diyeceksiniz ki “yahu Adamlar bununla çalışıyor harıl harıl iş yapıyor, İşe yaramasa bu kadar makine satılır mı?” BURADA KESİNLİKLE buharlı makineleri kötülemek değil maksadımız. Bunu açıkça belirtmek isterim. Kesinlikle benim de kullanılmasında fayda gördüğüm alanlar mevcut. Dışında tamamen su ile yıkama taraftarı olsam da, özellikle araç içinde, Kapı aralarında ki yağ temizliği, motor temizliği, iç plastik aksam hatta bölgesel kumaş temizliği, fitil araları, emniyet kemerlerinin temizliği..gibi noktalarda bende buharı tavsiye ederim.
Fakat değerli Arkadaşlar, ülkemizde enerji son derece pahalı. Endüstriyel bir buhar makinesinin araç başı tükettiği enerji (akaryakıt) 7-10 TL arası. Bu sadece olayın enerji boyutu. Bir de zaman açısından olan maliyeti var. Su ile 2 araç yıkayabilecekleri zamanda buhar ile sadece 1 araç yıkayabildiklerini söylüyor arkadaşlar. Sonuç olarak şunu diyebilirim.
Müşterimin aracını buhar yerine su ile yıkamayı tercih ederim. Dolayısı ile Buharı araç dışından ziyade araç içinde (kısmen), Cam ve Kaput koruma filmi işlemlerinde kullanırım ve tavsiye ederim.
Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim.
Hoşça kalın